Beyaz Fil ne olacak?

Geçen yazımda Manisa'nın yıkılan, yok olan tarihini anlatırken halkımızın bu konudaki duyarsızlığına sitem etmiş; bugüne kadar tek duyarlılık gösterilen bina olan Beyaz Fil lakaplı yapının durumu işaret etmiştim.

Yanlış hatırlamıyorsam 10 yıl kadar önce Beyaz Fil denen şehir merkezindeki devasa bina bir iş adamı tarafından satın alınmış ve yeni bir alışveriş merkezi yapılmak üzere yıkılması gündeme gelmişti. Bunun üzerine Manisalı bazı sivil toplum kuruluşları uzun süren eylemler yapmış, yıkılmamasına ilişkin davalar açılmış ve uzun bir süreç sonrasında bina mahkeme tarafından SİT alanı ilan edilmişti.

SİT alanı ilan edilmesine yani yıkılması bir yana halk değimiyle çivi bile çakılamayacak olmasına gerekçe olarak binanın tarihi yapı olması ve şehrin simgelerinden sayılmasıydı. "Tarihi" yönü aslında en fazla 60 yıl. Gözümüzün önünde yok olan 500-600 yıllık nice yapının yanında lafı bile olmaz! Kaldı ki zaten bir beton yapı ve ömrünü tamamlamış durumda. Şehrin simgelerinden biri haline gelmiş olması kısmen doğru ama bu bir çivi bile çakılamayacak olmasını gerektirmez bence.

Nihayetinde mahkeme kararı nedeniyle yaklaşık 10 yıldır bu bina atıl halde duruyor. Geçen yazımda bahsettim; pencerelerinin büyük bölümü açık, camların yarısı kırılıp yere düşmüş. Rüzgarlı bir havada binanın önünden yürürken biraz ilerime cam düştüğünü gördüm ve kendimi caddenin diğer tarafına attım.

Bu binanın yıkılmasına (samimi duygularla) karşı çıkan insanların, sivil toplum kuruluşlarının şu anki durumla ilgili ne düşündüklerini merak ediyorum. Daha önce binayı alışveriş merkezi haline getirmek için satın alan firmanın, bir restorasyon yapıp, binayı mevcut haliyle kültür ve sanat amaçlı kullanmasını mümkün görmüyorum. Peki bu binanın hali ne olacak?

Geçen yazımda, "Anlaşılan binanın tamamı herkesin gözü önünde tepemize yıkılmadan, bu ucube de kimsenin dikkatini çekmeyecek" demiştim. Gerçekten de uzun süredir siyasilerin, yerel yöneticilerin, bürokratların veya ilgili kişilerin bu binayla ilgili tek bir söz söylediklerine ya da bir girişimde bulunduklarına şahit olmadık. Herkes "görmedik, duymadık, bilmiyoruz" havasında.

Yakın zamanda herhangi bir felakete yol açmadan bu sorunun bir çözüme kavuşturulması dileğimi burada bir kez daha ifade etmiş olayım...