Nereden Nereye!

İstanbul Üniversitesi’nin merkez binasının Beyazıt’taki muhteşem kapısı, bir Osmanlı mimari eseri olarak asırlardır dimdik ayakta durmaktadır! Beyazıt Camii ile karşı karşıya olan bu heybetli yapının üst kısmında, altın yaldızlı Kur’an hattıyla Fetih suresinden iki âyet yazılıdır…

            1980 öncesinde, bu kapının içinde ve dışında, on yılı aşkın bir süre anarşi olaylarına şâhit olunmuştur!” SOL devrimci zihniyetteki öğrenciler, fakültelerde eğitim-öğretimi engellemek için anarşik olaylar çıkarıyor ve karşısına çıkan MİLLİYETÇİ öğrencilerle çatışıyorlardı. Ve maalesef her iki taraftan da can kayıpları oluyordu…

            28 Şubat süreci dediğimiz masonik-kemalist yönetimler döneminde ise, inancından dolayı başını örten kız öğrenciler, bu kapıdan içeri alınmıyor, Polis müdahalesi ile itilip kakılıyordu…

Bu Müslüman vatan evlatlarının döktüğü gözyaşları karşılık bulmuyor, hiç acımıyorlardı!  Ayrıca ; bu öğrencilerin başlarını açıp girmelerini sağlamak amacıyla ‘ikna odaları’ diye bir garip uygulama vardı… Bu odalarda örtülü kızlarla görüşmeler yapılıyor; bir kısmı açılmayı reddetse de, bazılarının başını açtığı görülüyordu…

            Ak Parti iktidarına kadar bu yasak devam etmişti. Aşağı yukarı 15 yılı aşkın süredir başörtü serbestliği yaşanmaktadır. Beni duygulandıran ve bu yazımı yazmaya sevk eden olay; bu muhteşem kapının önünde, tören için hazırlanmış büyükçe bir sahnede mezuniyet töreninin düzenlenmiş ve ayrıca bu törende onlarca başörtülü kızın isimleri okunarak, mezuniyet kepleriyle, itibarlı bir şekilde diplomalarını almış olmalarıdır…

            Bu ,her müslümanın göğsünü kabartacak ve onu sevindirecek bir durumdur!

            Bilindiği gibi; Ak Parti hükümeti, sadece üniversitelerde kalmayıp başörtüsünü, tüm okullara ve resmi dairelere teşmil etmesi, büyük bir devrimdir! Allah ile kul arasına girilemeyeceğine göre İslamiyeti yaşamak isteyen her genç kız, her hanım, elbette tesettüre girecektir.

            Kılıçdaroğlu’nun seçim öncesi, “ başörtüsünü biz hallettik” gibi gerçek dışı bir ifadesi üzerine, Tayyip bey de bir atak geliştirmiş ve “öyleyse hadi buyurun bu konuyu Anayasa güvencesi altına alalım” demiştir. Önümüzdeki süreçte böyle bir maddenin, Anayasa’ya dahil edilmesi üzerine, CHP’nin nasıl bir tavır sergileyeceği görülecek ve samimi olup-olmadıkları açığa çıkacaktır…

            Değerli okurlarımın Kurban Bayramlarını tebrik eder, birlik beraberlik ve kardeşliklerin inkişafına vesile olmasını yürekten dilerim…