Dün şöyle bir haber okudum: "Ankara'da toplu taşıma araçlarına klima denetimi..." Bu haber, her Manisalı gibi dikkatimi çekti!
Manisa'da yaşamayan biri, Manisa'daki bir insan için Ankara'daki toplu taşıma araçlarına klima denetiminin neden ilgi çekici olduğunu merak edebilir.
Sebebi şudur: Manisa'da neredeyse hiç bir toplu taşıma aracında yazın en sıcağında bile klimalar çalışmaz! Kimse de bunu denetlemez!
Büyükşehir Belediyesi'nin kendi körüklü, elektrikli otobüsleri klimalıdır ve son derece konforludur. Ancak bunların sayısı çok azdır ve bir çok güzergahta çalışmazlar.
Kentte toplu ulaşımın yükünü taşıyan özel halk otobüsleri ise eski ve bakımsızdır, klimaları da çalışmaz. Hava sıcaklıklarının 40 derecenin üstünde olduğu son bir haftada da durum maalesef budur.
Evet, bu satırlara Manisa'nın cefakar toplu ulaşım aracı sahipleri ve şoförleri belki kızacak, belki de üzülecekler. Ama işin gerçeğini en iyi onlar bilmektedir ve eminim ki bu duruma en çok onlar üzülmektedir.
Ucuz, yaygın ve konforlu toplu ulaşım, yerel yönetimler için sosyal belediyeciliğin temelidir. Bu hizmet aslında büyük bir yüktür; hiç bir belediye toplu ulaşımdan para kazanamaz, aksine tamamı bu hizmeti zararına verir.
Ama sözkonusu vatandaşın şehir içinde en uygun şekilde taşınması ise belediyeler bu hizmetten tasarruf etmez.
Peki Manisa'da neden durum böyle değildir, neden bu anlamda sosyal belediyecilik çok zayıftır? Bunun sebebi basittir; Büyükşehir Belediyesi bu yükün altına girmek istememiş, toplu taşıma çilesini emektar halk otobüsçüleri esnafının sırtına yüklemiştir.
Halk otobüsleri esnafı aslında iyi niyetlidir, vatandaşa en güzel şekilde hizmet etmek ister. Ancak bu hizmeti yaparken para kazanmak durumundadır. Yani onların belediyeler gibi zararına çalışabilecek bir bütçeleri yoktur.
Halk otobüsçüleri esnafı, özellikle 65 yaş, engelli ve diğer birçok 'ücretsiz' yolcu nedeniyle bu işten para kazanamıyor. Birçoğu imkanı olsa işi bıracağını söylüyor.
Hükümetin ücretsiz yolcular için verdiği ödenekler, enflasyon oranlarının çok altında. Hele de son akaryakıt zammının ardından çok daha mağdur hale gelecekler.
Durum böyle olunca, işin doğrusu otobüslerde yakıt tüketimini azaltmak için her türlü tasarrufu yapıyorlar ve bunlardan biri de klimaları kullanmamak!
Manisa'nın sıcağında otobüste kan ter içinde kaldığınızda otobüs şoförüne klimaları açmalarını rica ederseniz bir çoğu istemeyerek de olsa açar. Ama sonra başlar hangi şartlarda çalıştıklarını anlatmaya ve klima açmama konusunda neredeyse sizi ikna eder!
Kemal Sunal'ın Kibar Feyzo filminin son sahnesinde bir replik vardır. Kibar Feyzo, başına gelen onca şeyi anlatır ve en son hakime şöyle sorar: Sen devletsin, sen bilirsin. Gayri hükmü sen ver kurban, suç kimde?
Ben de hükmü saygıdeğer okuyucuya bırakıyorum...
Yorum yazarak Manisa Hür Işık Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manisa Hür Işık Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manisa Hür Işık Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manisa Hür Işık Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Manisa Hür Işık Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manisa Hür Işık Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manisa Hür Işık Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manisa Hür Işık Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.