HİCRİ YENİ YIL, MUHARREM AYI VE AŞURE GELENEĞİMİZ

Yeni bir hicri yıla girmiş bulunuyoruz. Hicri yılın ilk ayı Muharrem ayıdır. Muharrem ayının onuncu günüde aşure günüdür. Bu günün İslam tarihinde öne...

Yeni bir hicri yıla girmiş bulunuyoruz. Hicri yılın ilk ayı Muharrem ayıdır. Muharrem ayının onuncu günüde aşure günüdür. Bu günün İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Hicret öncesinde Peygamberimiz (S.A.S.) ve Mekkeliler aşure günü oruç tutuyorlardı. Peygamberimiz Medine´ye geldiklerinde de bu orucu tutmaya devam ettiler ve ashabının tutmasını da istediler.(1) Ramazan orucunun farz kılındığı bildirilince de bu orucu tutmaya devam etmişler ve “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah´ın ayı olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur.”(2) buyurmuşlardır. Aşure gününden bir evvel veya bir sonraki günlerle beraber oruç tutmak da sünnettir.(3)

            Tarihte bu ay içerisinde: Hz. Âdem (A.S.) ‘ıncennetten yeryüzüne indirilmesi, Hz. Nuh (A.S.)’ın tufandan kurtulması, Hz. Musa (A.S.)’ınFiravun´un zulmünden kurtulması, Yunus (A.S)’ın balığın karnından çıkması, Hz. İbrahim (A.S)’ın Nemrut´un hazırlattığı ateşte yanmaması, Hz. Yakup (A.S)’ın Hz. Yusuf(A.S)´a kavuşması ve gözlerinin açılması ve Eyüp (A.S.)’ın hastalıktan kurtulması gibi olaylar vuku bulmuştur. Bunlardan başka Müslümanları derinden etkilediği Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin ile beraber taraftarlarının Kerbela’da şehit edilmesi olayı da bu ayda olmuştur.

            Bu çok acı bir olaydır, kabul etmek mümkün değildir. Elbette böyle acı olayları unutmak düşünülemez. Fakat bu olay tarihe mal olmuştur. Müslümanlara düşen görev bu tür olayların bir daha yaşanmaması için bilinçlenmek, kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi koruyabilmenin yollarını aramak olmalıdır. Allah ve Resulünün sevgisi etrafında birleşmeliyiz. Hz. Muhammet’i (S.A.S.), onun Ehl-i Beytini ve ashabını sevmek hepimizin kaynaşma noktası olmalıdır. Yüce Allah´ın; “Hep birlikte Allah´ın ipine (Kur´an´a) sımsıkı sarılın ve parçalanıp bölünmeyin.”(4) emri gereği hareket edilmelidir.

            Hepimizin Allah´ı, peygamberi, kitabı, kıblesi, vatanı ve bayrağı birken, sevgi ve saygı bağlarıyla birbirimize sarılmak varken, Allah Teâlâ: ”Mü´minler ancak kardeştirler.”(5) ve Peygamberimiz de:“Müslüman Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez.”(6) buyururken bunları bırakıp toplumda fitne çıkarıp menfaat sağlamak isteyen şer odaklarının oyununa gelmeyelim.

            Rivayete göre Nuh tufanından kurtulanların yanlarında bulunan buğday, nohut, fasulye, tatlı vs. yiyecekleri bir kazana atıp pişirmişlerdir. Pişirilen aş öğlesine bereketlenmiş ki herkes doymuş. Peygamberimiz de bu geleneği devam ettirip aşure pişirmişlerdir.

            Aradan nice yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen iman edenlerin kurtuluş günü; zaman içinde aşure denilen bir tatlı yapılarak anılır ve yaşatılır olmuştur. Özellikle Müslüman Türk milletimizin örf ve adetleri arasına yerleşmiş bulunan aşure tatlısı yapılarak eşe dosta, konu komşuya, bilhassa fakirlere ikram etme hususu vazgeçilmeyecek ölçüde yerleşmiştir.

            Pek çok geleneğimiz vardır ki, yediden yetmişe bütün millet fertlerini birleştirir, kaynaştırır, dayanışmaya ve iş birliğine vesile olur. Aşure geleneğimizde bir tatlı ikramı gibi görünmekle birlikte sembolize ettiği manevi hadise ve meydana getirdiği kardeşlik ruhu bakımından mühimdir.

            Dolayısıyla bu ayda yaşanmış olan ibretli hadiseleri hatırlayalım ve bunlardan ders alalım. Huzurlu bir toplum olarak yaşamak istiyorsak bu, dinimizin bizlere emrettiği karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörüye dayalı kardeşliği, birlik ve beraberliği muhafaza etmekle mümkündür. Peygamberimizin,  Ehl-i Beytinin, sahabelerinin ve din büyüklerimizin yolundan ayrılmayalım. Nasıl ki aşure maddelerinin birleştiricisi tatlı ise, toplumun birleştiricisi de biz olalım.

           

 

1-       Tirmizi, Savm, 49, III, 117

2-       Müslim, Savm, 38, No:202

3-       Tirmizi, Savm, 50, III, 128

4-       Al-i İmran, 3/103

5-       Hucurat, 49/10

6-       Buhari, Mezalim, III, 98

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ömer Çoraplı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Manisa Hür Işık Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Manisa Hür Işık Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Manisa Hür Işık Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Manisa Hür Işık Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.