İnsanlar ölüyor, insanlık emekliyor...

2. Dünya Savaşı'nı en iyi anlatan filmlerden biri olan Piyanist'te, hiç unutmadığım bir replik vardır: "İnsanların öldüğü hiçbir dava haklı değildir..."

Yaşam Allah'ın canlılara sunduğu en büyük nimetse, yaşamın sonlandığı veya yaşamın sonlanmasını meşru gören hiç bir dava haklı kabul edilemez.

Maide Suresi'nin 32. ayetinde, "... Kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur” denmektedir. Ancak bu hüküm, "Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında..." şartına bağlanmıştır.

Bir canı öldüren veya yeryüzünde fesat çıkaran (bu konu tefsirlerde ayrıntılı anlatılmıştır) kişi dışında, masum bir kişinin öldürülmesi dünyadaki en büyük günah olarak kabul edilir.

Tarih boyunca insanların topluca öldürüldüğü savaşlar hep olageldi. Ayrıntılı incelendiğinde, neredeyse tüm savaşlar çok basit sebeplerden veya kişisel hırslardan, heveslerden kaynaklanmıştır.

Yakın tarihimizdeki 1. ve 2. Dünya Savaşlarında onlarca ülkenin katıldığı ve milyonlarca insanın hayatını kaybettiği çok büyük katliamlar yaşandı. Sonrasında Ortadoğu coğrafyası başta olmak üzere yine dünya genelinde birçok savaş oldu.

Sonuç olarak bilim ve teknoloji çok ilerlese de, uzayın sırları dahi çözülmeye başlasa da; savaşlar çözüm olarak görüldükçe, insanlığın bir adım ilerleyemediği gerçeği orta yerde durmaya  devam ediyor...

İnsanlığın hiç de ilerlemediğine son birkaç gündür yeniden şahit oluyoruz. Neredeyse bir asırdır kadim Filistin topraklarında yaşanan işgal ve on yıllardır baskı, yıldırma, işkence olarak ortaya çıkan İsrail zulmü, yeniden gündemde.

Sorunun kalıcı çözümü için çaba sarfetmeyen ve işgalci İsrail'i koruyup kollamaya devam eden egemen Batı dünyası, bu süreçte yine İsrail'e tam destek vermeye, yine sorunun kaynağına inmemeye, yine tarihi gerçeklere karşı kör ve sağır rolü oynaya devam ediyor.

Hamas'ın ortaya koyduğu terörü hiç bir Müslüman onaylayamaz. Ancak bu terörün doğmasına ve hatta güçlenmesine neden olan ortamın sorumlusu egemen Batı dünyasıdır.

Bugün tüm dünyanın yapması gereken şey; her türlü şiddetin, terörün ve ölümlerin kaynağını kurutmaya karşı samimi ve net bir tavır koymak. Birçok lider veya devlet yönetimi, konuyu birer iç siyasi malzeme yapmaya ve ne yazık ki çözümün zorlaşmasına neden olmaya devam ediyor.

Sonuç olarak insanlar ölmeye, insanlık emeklemeye devam ediyor...